19 Ocak 2010 Salı

BERAT KANDİLİ















BERAT KANDİLİ

Geldi yine müjdeli Berat kandili
tutmuş ellerinde 4 büyük melek, defterleri
yazılıyor içinde,tüm insanlığın yıllık kaderi
İsrafil'in elinde ''amel'',
Mikail'in elindeki ''rızık'' defterleri
Cebrail'in elinde ''savaş''
Azrail'in elinde ''ölüm ve musibetler'' defteri

Ey günahlarının ağırlığından utanan insan!
açıktır rahmet kapıları tan yeri ağarana kadar
tevbe et, aç ellerini sen de semaya
ağır gelmez ki affetmek şanı yüce Allah'a
vermek istemeseydi hiç, istemek verirmiydi
kuşatır hepimizi onun sonsuz rahmeti....

AYRILIK ATEŞİ
















AYRILIK ATEŞİ



Cehennem ateşi, korkutmadı hiç beni
Cennet sevdası da doldurmadı bu yüreği
ateş de yakar, soğuk da elbet
bu aciz bedeni....
kim görmüş, kim duymuş
ateş ateşi yakar mı hiç?
göremezsem zaten Seni
ayrılık ateşin yakacak beni
ister kabul eder ister etmezsin
birtek duam bu Senden
Rahman da Rahim de Sensin...

8 Ocak 2010 Cuma

YILDIRIM AŞKI


YILDIRIM AŞKI

Yıldırım düşmezmiş iki kez
aynı yere
aç kalbini bakacağım içine
ya senin ki kalp değil
ya bu düşen yıldırım değil....

YELKENLİLER


YELKENLİLER

Denizlerde yüzer çeşit çeşit gemiler
süratle uçar rüzgarda yelkenliler
kucaklar evreni sevgi dolu yürekler...

Deniz diplerinde nice batık gemiler
kaçarsa sevgisi birden katılaşır kalpler
kinle dolar o sevgisiz yürekler....

Uçmak istiyorum kuşlar gibi
doldurunca kalbimi o sevgili
yarışmak istiyorum gelin
tüm yelkenliler şimdi....

TİMSAH GÖZ YAŞLARI


TİMSAH GÖZ YAŞLARI



Yanaklardan damla damla süzülen
gözyaşları gördüm sessizce
aşk acısı çekiyor sandım.....

Bir damla yaş yoktu gözünde
duygusuz sandım
ah!aldandım da aldandım....

SICAK KÜLLER


SICAK KÜLLER

Ateşle yanarsan bir gün eğer
ilk kurtaracağın şey nedir?
''Aşkım'' ise cevabın
ve söndürürsen yangını
bitmez mi senin aşkın?

Aşkından şimdi
sıcak küller mi kaldı geride?
ver de atayım,onu nehire
haykırıp son kez yüzüne
kavuşsun engin denizlere...

SEVİYORUM İŞTE


SEVİYORUM İŞTE

O ne güzel şeydir
''seviyorum'' diyebilmek.....

Birini,doğayı,birşeyi sevmek
sevginin ışıklı caddelerinde değil
sevginin buzullarında
sevginin zemheri kışında
sevginin çöllerinde
sevginin fırtınalarında
sevginin girdabında
yapayalnız kalıp da
''yine de seni seviyorum '' diyebilmek
o ne güzel sevgidir.....

SEVGİ ORMANI


SEVGİ ORMANI

Birkaç çalı varsa dağda bayırda
olur mu hiç orman orada?
hani ağaçlar, hani nerde yeşil yapraklar?.....

İşte kalpler!,bir saksı kırmızı toprak
sevgiden açsa ya çiçek çiçek
harkes de kalp var da
neden sevgi ormanı çorak?...

SENİNKİ AŞK DEĞİL


SENİNKİ AŞK DEĞİL

Bir sarı saç ile bir çift yeşil,mavi göze
bir tatlı gülüş,bir çilli yüze
bazen de bir siyah saç ile bir kara kaşa
takılıp gittiysen....... o gençlik boşa
bu seninki aşk değil!.....

Nasıl tanışmıştık diye unuttuysan şimdiden
çabuk başlayıp bittiyse aniden
acı,tatlı bir şey kalmadıysa maziden
bu seninki aşk değil...

Ferhat ile Şirin'in aşkından bir ses
duymadıysan içinde Leyla ile Mecnun'a heves
kalmışsa geride gönül kuşundan bir kırık kafes
bu seninki aşk değil.....

Aşk yalnız ne Şirin'dedir ne Leyla'da
sevgiyi veren ne Mekke'dedir ne Hicaz'da
takılıp kaldıysan aşkı mecazda
bu seninki aşk değil....

Aşkın büyükse sığar mı o küçük kalbe?
girmediyse hem ruha hem bedene
aşkına sakın büyük deme
bu seninki aşk değil.......

SEN VE BEN


SEN VE BEN

Sen,ben ikimiz, bir de yelkenlimiz olsa
açılsak uçsuz bucaksız denizlere
martılar tepemizde uçuşurken
gökyüzündeki bulutlarla dost kalsak
daha ne isterdim dünyadan
denizler bizim ,sizin olsun karalar...

SAÇLARINA AK DÜŞMÜŞ


SAÇLARINA AK DÜŞMÜŞ


Beyaz giydim güneşten korudu beni
siyah giydim üşümedim soğuktan
her renkten elbiselerim oldu
ama kral çıplaktı henüz....

Güneş sarısı bir elbise giydi kral
mutluluklar ülkesiydi gençlik hayali
çok koştu peşinden ama nafile
kaybetti uzun koşuyu,yoruldu
çıplaktı kral,ama bu kez yaralı bereli.....

Gel artık siyah saçlarına ak düşmüş sevgili!
kalbimdeki siyahlardan arındır beni
benimle beraber koş bu uzun yolu
sen giydir krala o elbiseyi....

Son kez beyazlara bürünüp gelmeden kapına
biraz zaman ver,yaralarım çok derin
bu yol uzun olsa da ömür pek kısa
mahşere kadar nasıl sabrederim ey Canan?....

PLATONİK AŞK


PLATONİK AŞK

Sönüp giden mum alevimisin sen
yoksa yanıp duran kandilmisin hayatımda?

Geceleri kıpır kıpır yanıp sönen bir yıldızmısın
yoksa kayıp giden kuyruklu yıldızmısın hayatımdan?

Gözüme giren,hiç eli elime değmeyen
kimsin,neyin nesisin sen?......

NEREDE BULURUM


NEREDE BULURUM

Güneşi, kaybedersem seher vaktinde
Suyu, kaybedersem vadilerde
ateşi, kaybedersem yanardağlarda
rüzgarı, kaybedersem tepelerde
yıldızları, kaybedersem gecelerde
ışığı, kaybedersem güneşte
arayıp da bulurum.....

Seni kaybedersem ey sevgili!
bir daha hiç bulamam ki....

KÖPRÜLER


KÖPRÜLER


İçtiğimiz su ayrı gitmezdi ya
hani bir zamanlar
aramızdan akan sular
bazen nehir bazen deniz mi
oldu şimdi?

Zaman su gibi aksa da
kalpten kalbe atıldıysa köprüler
boş ver!,geçsin altından sular
başkadır köprü üstünde aşklar...

KİM DEMİŞ


KİM NE DEMİŞ?

Yunus demiş:
''Belkıs ile Süleyman aşka düştü bir zaman
İsteyip bulmadılar bu derdin dermanını''

Ben de derim:
Sen ve ben memlekette karşılaştık bir zaman
kavuştuk, Rabbim verdi gönlümün dermanını


Dede Efendi demiş:
''Ben seni sevdim seveli döndüm deliye
Huyunu benzettim hele huri meleğe''

Ben de derim:
Ben onu sevdim seveli bakmadım geriye
canınmı veririm yalnız o beyaz meleğe

Nedim demiş:
''Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz
Baş üzre yerin var''
Ben de derim:
Sen ki geldin yanıma çalışacak yer mi bulunmaz
ruhumun heryerinde senin izin var


Karacaoğlan demiş:
''Alagözlüm ben bu elden gidersem
Zülfü perişanım kal melil melil''

Ben de derim:
Karagözlüm ben bu ilden göçersem
gelmeden yanıma herşeyi dağıt sebil sebil

KARLI DAĞLAR


KARLI DAĞLAR

Bulutlar birgün yağmuru keserken
topraklar denizi yutarsa
beni yine sevecekmisin?

Yıldızlar gürültüyle çarpışır
ışıkları sönerse peş peşe
beni yine sevecekmisin?


Güneş dönmekten vazgeçer
sıcaklığını,ışığını alır giderse birgün
beni yine sevecekmisin?


Gecelerimizin kandili ay
sönerse bir gece aniden
beni yine sevecekmisin?

Kayak kaydığımız karlı dağlar
atılırsa pamuk gibi bir gün
beni yine sevecekmisin?

................................................
ah!,sen beni ne çok sevmiştin....

GÜN BATINCA


GÜN BATINCA

Battı yine güneş denizden
çok uzaklardasın sen.....

kaldım yine yapayalnız
bu gurbet akşamında.....

İçmeyipte ne yapacaktım
her akşam
bir demlik çay.....

GELİNCİK AÇTI GÖNLÜM


GELİNCİK AÇTI GÖNLÜM

Gönlümün mercan kayalarına
nehirlerden çamurlar,
denizlerden dikenli yıldızlar
kamp kurarken sessizce
sen gelirdin ansızın gece karanlığında
açardı hasretinden yakomozlar
kavuşmanın seherinde
gülümserdi yüzüme gelincikler

Hoşgelişlerin her dönüşünde
gözlerinde yine hüzünlü yaşlar
yanaklarında kuruyan öpücükler
hediyem olurdu sana gülden dövmeler

Ne dikenli yıldızlar kaldı şimdi
ne de çamurlu sular
mercan kayalarım tertemiz
demet demet oldu dövme güllerimiz....

GECELER


GECELER

Yağmur da yağsa kar da
isterse fırtınalar kopsun dışarda
geceler bizim ya!....

Sen şişeden sarhoş
ben aşktan....
gündüzler size kalsın
yalnız bizim olsun geceler.....

DUYGUSUZ SANMA


DUYGUSUZ SANMA

Çatınca ayrılık vakti yine hüzünlenir hilal kaşlar
dökülür yarin gözlerinden inci gibi yaşlar
bir zil sesi çalar....gurbet acısı yeniden başlar
yorulur sallamaktan eller kollar
bitmek bilmez ki yari uzaklaştıran yollar
nasıl bitsin acılar?....

Görmeyince gözümde bir damla yaş
beni duygusuz mu sandın?
yarıp kalbimi bir defa baksaydın
duvarlarında asılıydı kaç kez yazılı adın!...
giremedi kalbime, başka bir kadın....

ÇOBAN YILDIZIM


ÇOBAN YILDIZIM

Seni ilk gördüm siyah saçların dağınık
ah neydi o içimden akan ılık ılık
kaplarken ruhumu bir buruk sevinç
sıcaklığın geçmezdi kalbimden hiç
dün gibi geliyor şimdi.......

Nerede kaldı o köprüler, o engeller
ya deli gibi sevdiğimiz günler
sevinçler üzüntüler, hayatımız med-cezir
başımıza gelen bu ilk ayrılık
dün gibi geliyor şimdi......

Yine pazartesi - cuma ,sensiz geçti haftalar
başımda neden çoğalıyor ak saçlar
olgunluk çağında mı oldu bunlar
yoksa olgunlaşmadan mı geçti yıllar?
dün gibi geliyor şimdi.....


Geçmişte kaldı o ayrıldığımız günler
bak artık elimizde mutlu gelecekler
sabrın sonu oldu bize ilahi Rahmet.....

O musalla taşında yatan kim şimdi?
çıkacak camiden cemaat birazdan
ön saftaki ben miyim, yoksa sen misin
arkada ayakta namaza duran?
dün gibi geliyor şimdi......

Kabir kapısı dar,tek kişilik
nasıl geçecek mahşere kadar zaman?
Sırat köprüsünden geçip alacağız elimize defteri
beklerken lütfu İlahiden o müjdeli haberi''.......................''
dilimizden hiç düşmeyecek''Rabbim bizleri ayırmasın'' sözleri
dün gibi geliyor şimdi......

ÇAM KOKULU SEVGİLİ


ÇAM KOKULU SEVGİLİ

Ey başları bulutlu sevgili dağlar
tepelere kadar yemyeşil ormanlar
iğne uçlu çamlar,yaprak döken ağaçlar
kimisinde yapraklar ince,kimisinde gövdeler kalın
bir ok saplanır yüreğime,kırılsa ince dalın
ey ormandaki ağaçlar,beni de aranıza alın....

Senin yerin bir kayalık toprakken
kerestelik diye dikmişler en verimli toprağa
çam ağacıyım diye övünürsün sağda solda
akıtır yaprakların asitli suları toprağa
yer yoktur dallarının altında ne bir çiçek ne ota...

Ey çam!,kimine zarar verirsin kimine fayda
temizlesen de havayı, sel gelince incinir gariban
ah ne güzeldir o kayalıklarda yetişen çam

Ey yeşil gözlü,çam kokulu sevgilim!
minik oklar gibi senin kirpiklerin
çok seviyor seni çam kozalağı kalbim
ama ne yazık!, ben kayalık değilim
gel bu aşkı kalplere gömelim.....

BİR YASTIKTA


BİR YASTIKTA

''Bir yastıkta kocayın....''
diye biter nikahta son sözler
gerçek olur geçmişteki düşler
zaman geçer,devran döner, mazi olur günler
kimine dua ,kimine bedduadır bu son sözler?...

Birbirine bakan o gözler
diyorsa karşılıklı:'' gönlümdeki tek goncasın''
ne güzel bir duadır bu... sizin için
yoksa... kocar gidersiniz de bir yastıkta
katmerli beddua olur ikiniz için....

BİR KEZ


BİR KEZ

Deme ''bir kez''den ne olur
bak ne olur !
bir kez düşersen
bir karasevdanın pençesine...

Çalma sakın
bir gece felekten
sönmesin umutların
gelecekten.....

Hayat başlarken
bir damla sudan
bir kez doğar insan
onursuz bir ömür yaşamaktansa
bir kez ölür insan
onuruyla yaşarken.....